21 Şubat 2018 Çarşamba

İYE BU HALE GELDİK ?- 2







İSLAMIN GENETİĞİ İLE BU KADAR OYNANDIĞI İDDİA EDİLİYOR, TARİHTE BU YANLIŞLIĞA DUR DİYEN OLMADI MI?
Topluma yerleşen bir din bilinci var. Toplum;  din adına bildiği şeylerin ne kadarı Kuran’ın ifadesi, ne kadarı sünnetten, ne kadarı tarihi bilgi, ne kadarı geçmiş kültürlerin ürünü, bunu maalesef ki ayırt edemiyor. Normal şartlarda da etmesi pek kolay değil. Bunun için hem doğru kaynağa ulaşmak hem de emek vermek gerek.
Bu gerçeklerin haykırılması yeni bir şey de değil. Ama bunları söyleyenler diğerlerinden daha cılız kaldığı da bir gerçek. Tabiin neslinden Hasan Basri’ ilk yezide yazdığı ve bugün tercümesi yapılan Kader risalesinde yezit’in dini bozma adına yaptığı yanlışları uzun uzun yazmıştır. Hz. Hüseyin’in kendisi bu uğurda şehit edilmiştir. Yine  üçüncü kuşak torunu İmam Zeyd ha keza İslam’ı bölmek isteyen, bir takım tefrikaları din haline getirmek isteyen şii gruplarına verdiği doğru mesajlar yüzünden ihanete uğramış ve şehit edilmiştir. Yine devrinin  en güçlü imamlarından İmamı Azam bu tür yanlış ve yalanlara karşı durması neticesinde başına gelmeyen kalmamış, öldürülmüştür.  Eski dönemlerde de bir hayli örnek olduğu gibi yine yakın dönemler Mehmet Akif rahmetlinin çırpınışlarını şiirlerinden anlıyoruz. En çok hitap ettiği alan bağnaz dindarlığadır. Sonra başına gelenler malum. Günümüzde bunu dillendirenlere karşı tepki her zamankinden daha güçlü. Onlara atılan iftiralar, onlarla ilgili söylenen yalanların haddi hesabı yok. Nerdeyse kafir ilan edenden tutun öldürülmesine kadar fetva çıkarmaya yeltenenler var. Günümüz ilim adamlarından bu hakikati bilenlerde bunlardan korktukları veya tribüne oynadıkları için ya suskun kalıyorlar. Ya da bu bozulmuşluğun arkasında gibi görünmeye çalışıyorlar. 
Bu bozulmuşluğu temellerinin kimler tarafından atıldığını  İslam’ın en ilk kaynaklardan öğreniyoruz.  Bu gerçekler bugün ki  din algısına, alışkanlıklara, ters geldiği için toplumda yeterince ilgi görmüyor. Bu gerçeklerin karşısında duran yıllardan beri dini temsil ettiğini, kendi alışkanlık ve yaşam tarzlarını din olarak ortaya koyan derin yapılar mevcut. Onların propagandaları siyasi ağırlığı, medya kuruluşları, topluma dönük yüzleri küçümsenecek gibi değil. Bu gerçeklerin önünde en büyük engellerden birisi de, islamı terör dinine dönüştürme cabalarından kaynaklanıyor. Kendine Müslüman diyen harici mantıklı, sapkınlaşmış cihatçı selefiler, (selefiliğin bütünü kastedilmiş değildir) belirli şart ve zamana yönelik  söylenme ihtimali olan rivayetleri  bağlamından kopardıkları ayetlerin altına yama yaparak insan öldürmeyle ilgili bir sürü anlamlar çıkartıyor. Gözünü kan bürümüş bu yapılar Müslümanların bir birlerini Allah Allah diye öldürmesi sağlamak için kullanmayacakları hiç değer kalmamış. İslam onların elinde zalim bir kılıç olmuş. Terörü meslek edinmiştir.  İslam’ın itibarını sıfırlayan bu mantık, elbette Allah’ın kitabının anlaşılmasını istememekte. Zira Allah insanı öldürmek için değil yaşatmak için yarattığını söylüyor.
Eğer islam amacından kopmamış  olsaydı, Mezhepler ortaya çıkarımıydı?. Pekiyi Mezhepler bu bozulmuşluğu engelleyebildi mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder